İŞ HAYATINA ATILMAK
İŞ HAYATINA ATILMAK¶
Yıldıztabya’ya taşındıktan sonra, bir tanıdığımızın yanında plastik şeritlerle çamaşır sepeti ördük abimle bir gecekondunun bodrumunda. Sağlıksız ve geçici bir işti bu ve kısa süre sonra da kapandı.
1973 Şubat ayında, Mustafa Yıldız isminde, Eynesilli genç bir hemşerimin, arkadaşımın sayesinde, Sultanhamam, Birlik İş Hanı çatı katında, Yanni Ayanoğlu isimli Rum asıllı bir eldivencinin atölyesinde, eldiven dikmeye başladım.
Bu patronumu her zaman şükranla anmışımdır. 50 yaşlarında olan Yanni Ayanoğlu, İstanbul’un Bizans’tan kalan Rum asıllı vatandaşlarındandı. Fener’de oturan ve hiç evlenmemiş olan Patronum SSK’nın adını bile duymadığım o tarihte, işe ilk girdiğim gün Sosyal Sigortalar Kurumu’na kaydımı yaptırmış. Bunun ne kadar değerli ve önemli olduğunu ileride ve özellikle emekli olurken çok iyi anlayacaktım. Yanni patronuma da, Allah’tan rahmet ve cennet diliyorum. …
Eldiven atölyesinde, çalıştığım makinem cam kenarında. Her gün tam karşımızdaki iş hanının ikinci katındaki bir ofise takılıyor gözüm. Avukat yazıhanesi olmalı. Ben bir eldiven fazla dikmek için yırtınırken, karşıdaki ofiste birileri oturuyorlar, sohbet ediyorlar, çay kahve içiyorlar. Bazen tek bir genç görüyorum. Hiçbir iş yapmıyor, akşama kadar oturuyor, gazete okuyor, bir şeyler yazıp çiziyor, telefonla konuşuyor saatlerce.
Gözümü karşı ofisten alamıyorum. Benimki de iş mi? İş dediğin masa başında olmalı. Yazmalı çizmeli olmalı. Giderek işimden soğuyorum. İş değiştirmem, masabaşı bir iş yapmam gerek ama nasıl?
Çareyi buluyorum bir süre sonra. Beyazıt’ta Daktilo Kursu var. Bir akşam biraz erken çıkıp kayıt yaptırıyorum 1974 Nisan ya da Mayıs ayında. Hafta içi akşam 7-9 arası. altı ay kurs görüyorum ve sonunda 10 parmak daktilo diploması alıyorum.
Bu kurs aynı zamanda mezunlarına iş de buluyordu. Bana ilk buldukları iş Laleli’de bir sağlık laboratuvarı. Gittim. Görevlilerden biri bana bir sağlık raporundan bir paragraf yazdırıyor. Ben adamın söylediği sağlık terimlerini anlamıyorum ki yazayım. Olmadı. Döndüm eldiven atölyeme.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bir Cuma olmalı, atölyede birlikte çalıştığım Niko seslendi, telefonum varmış. Patron yok şansıma. Daktilo kursundan arıyorlar “Bize uğra, bir iş yerine göndereceğiz” diyorlar. O akşam iş çıkışı uğruyorum. Bana işyerinin adı ve adresi yazılı bir kağıt verdiler. Açıp baktım:
AĞAÇ İŞ SENDİKASI İSTANBUL ŞUBESİ Sultanahmet, Ticarethane sokak. Güle Güle Apt. Kat 4. D.8
Kağıdı katlayıp cebime koydum. Teşekkür edip çıktım.
Ağaç İş Sendikası. Nasıl bir iştir acaba? Sendika nedir, ne yapar hiç bilgim yok. Pazartesi sabah verilen adrese gittim. Zili çaldım, karşıma 30 yaşlarında tipik bir laz çıktı.
1975 yılı 25 Şubat’ında personel olarak girdiğim bu kapıdan, 26 yıl sonra Nisan 2001’de emekli sendika şube başkanı olarak çıktım.